21 Temmuz 2008 Pazartesi

sana umut toplayacağım,umudunun tükendiği yerde

Derlerki, hayat umut ettiğin kadardır
Senin umudun, hiç tükenmesin;
Yüreğindeki umut ateşi, hiç sönmesin
Ömrün uzun, hayatın mutlu, yüreğin umutlu olsun …


Ey sevgili, umudunun tükendiği yere beni koy
Sana umut toplayacağım, umudunun tükendiği yerde…


Dikenli, taşlı yollar; patikalar,
Sana, bana, bize mahsus değildir
Hayat, acılar olsa da güzeldir…
Dertler, çileler ve özlemler
Sanma ki sadece bize özeldir
Her şeye rağmen hayat, yaşamaya değerdir…


Ey sevgili, umudunun tükendiği yere beni koy
Sana umut toplayacağım, umudunun tükendiği yerde…


Bir bak en derin aşkların timsali güle
Kaç yüreği kanatmıştır dikenleri
Nasıl da yırtmıştır seven gönülleri…
Oysa onları çeken sadece bir umuttu
Yüreklerindeki yangına düşecek olan
Belki de, bir damla mutluluktu
Ve uğruna ömür verdikleri
Bir kırmızı gül, pembe gül
Üç günde yapraklarını döktü…


Ey sevgili, umudunun tükendiği yere beni koy
Sana umut toplayacağım, umudunun tükendiği yerde…

Hayatı tanımak, Hayattakileri anlamak zor olsa da
İbret bulabiliriz, bize sunulan bir bardak suda
Ki hep dolu dolu olmayacaktır bardağımız,
Ya da hep boş kalmayacak;
Gün gelecek ki hayat bulacağız bir yudumunda…
Hep boşlar olmasın, kısacık ömrümüzde,
Hep karalar yer etmesin, gözlerimizde
Hayatın başka renklerini de bulacağız…
Koş ey sevgili, imkansız deme
Belki küçük dünyamıza büyük gelecek
Gri yağmur bulutları bizi bekliyor
Ve belki de bir gökkuşağı…


Ey sevgili, umudunun tükendiği yere beni koy
Sana umut toplayacağım, umudunun tükendiği yerde…




Hiç yorum yok: