22 Temmuz 2008 Salı

aşk ve terk etme

Bazen öyle bir iliskiye tutulursunuz ki, ne sevebilir,neterkedebilirsiniz. Kör kütük baglanmissinizdir aslinda... En güzelyillarinizin, aci tatli hatiralarinizin ortagidir; iç çekismelerinizinmüsebbibi, yazilarinizin ilhami, sohbetlerinizin konusudur. Gözyaslarinizda,bilinçaltinizda, kahkahanizdadir. Korkunca saklandiginiz bir siginak,cosuncaöptügünüz bir bayrak...Sevdaniz riyasiz, çikarsiz, karsiliksizdir.Sinirsizve nihayetsiz;"Ölmek var, dönmek yok"tur.* * *Lakin gün gelir anlarsiniz; içten içe bir seylerin kanadigini...Tutkulu sevdalarin gizli hançerleri baslar parildamaya...Surasindan,burasindan elestirmeye koyulursunuz:"Söyle görünse, öyle demese, degisse biraz ya da eskisi gibi olsa..."Baskalarini örnek göstermeye, "Bak onlar nasil yasiyor" demeyebaslarsiniz. Hem birlikte yasayip, hem özgür olmanin yollarini ararsiniz.Askinizin gözü kör degildir artik, yanlisini görür düzeltmek istersiniz."Eskiden böyle miydi ya.." diye baslayan sohbetlerdeaçilir elestirinin kapisi; açildikça, bastirilmis itirazlar yükselirbilinçaltindan... Böyle süremeyecegini bilirsiniz. Degissin istersiniz.O, sevgisizliginize yorar bunu... Ihanete sayar. Tutkulu iliskilerdeihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terket" diye gürler...* * *Bir zamanlar bir gülücügüyle alacakaranligi isitan o rüya, bir kabusadönüsür birden... Kapatir gönlünün kapilarini, yasaklar kendini size...Hoyrattir, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konusturmaz,suçlar,yargilar mahkum eder. Mühürler dudaklarinizi, yirtar ataryazdiklarinizi, siler sizi defterden... "Iyiligin içindi hepsi, senisevdigim için..." dersiniz,dinletemezsiniz. Ayrilirsaniz asamayacaginizibilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz. Ihanetten kirilmistir kaleminiz;severek, terk edersiniz...* * *"Madem öyle..."nin çagi baslar ondan sonra...Madem ki siz böylesinetutkunken, o hep baskalarini seçmistir, madem ki kiymetinizi bilmemistir, ohalde "günah sizden gitmistir". Lanet ederek bu karsiliksiz aska, çekipgitmeleri denersiniz. Askin göçmenlik çagi baslar böylece... Daha özgürolacaginiz limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktanuzaga izlersiniz olup biteni... Etrafi bir sürü ugursuzla dolmus, kurda kusayem olmustur. Deli kanlilar, eli kanlilar, ugruna ölenler, sirtina binenlersarmistirçevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlardiye... Ugruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... "Banane... kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsiniz bir süre... Ama sonra...ansizin kulagimiza çalinan bir sarki ya da kapi araligindan süzülüp gelenbir koku, hatirlatir onu yeniden... Yaban ellerde,baska kollarda ondan bahseder aglarsiniz. Kokusunu özlersiniz; türküsünüsöylemeyi, sarkisini dinlemeyi, yemegini yemeyi, elinden bir kadehraki içmeyi... Karsi nehrin kenarindan hasret siirleri haykirirsiniz, sularkulagina fisildasin diye...Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bagirmak geçer içinizden...Dönemezsiniz.Göremedikçe baglanir, uzaklastikça yakinlasirsiniz.* * *Anlarsiniz ki bir çaresiz asktir bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hemkollarinda ölmek, kucagina gömülmek arzusu, hem "Ne olacaksonunda"kuskusu... Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz. Sürünürgidersiniz...
CAN DUNDAR

Hiç yorum yok: