21 Ağustos 2008 Perşembe

o'na

ay, yüzünde bir gülücükle çıkageldi. resmi makamlardan izin almış mıydı hatırlamıyorum ama oldukça masumdu dudaklarındaki kan izleri. heyecan serilmişti nabzındaki dokuya. dudaklarına mısralar karalamıştım. her okuduğunda biraz daha benden bir parça oluyordun. her zerremde bir mucize, her mucizede bir sen yaşıyordu. oysa zaamn aleyhimize öksürüyordu. seni sırlarıma gömüyordum vahşice. gözlerimi kapatsam da kangren oluyordu bakışlarımız. peri masalı gübi öpüşlerimiz. tenimizde magma sıcaklığı, nükseden arzularımız. bir bütün olarak kavranışımız. büyük aşkları kıskandıran hüzünlü kanatlarımız. kalbimizin gelgitleri dalgalandırırdı denizi. her yakamozda adımız kazınırdı suyun iliklerine. a’dan z’ye biz varız sevda literatüründe. zaman çok az, o kadar az ki karıncaların yürümesini deprem sanarız.
en büyük tan kızıllığım!
ferda’mın rüyası,
mısraların doğa anası..

Hiç yorum yok: